Kulübümüzün ilk kurucularından ünlü Kuvayı Milliye kahramanı Kadızade Zühtü Işıl`ın anılarından öğrendiğimize göre, takımımızı kurmak için bir zeytin ağacı altında karar veren gençler; Yunan, Rum, İngiliz, ve Ermeni takımlarına karşı mücadele etmek için ant içmişlerdi. 1900 yılında yabancı egemenliğinde bir sömürge kenti gibi olan İzmir`de Türk gençlerinin futbol kulüplerinde milli örgütlenme yapmak istemeleri Karşıyaka Spor Kulübü`nü doğurdu.
İzmir futbol ligi, bu azgın yabancıların takımları ile doluydu.Panianios, Apollon, Pelops, Evangelidis, İskoç, Karakoviri, Midilli karması gibi Rum Yunan-İngiliz ve Ermeni karışımı takımlar ile İtalyan Garibaldi takımı başa güreşiyordu. İzmir`i daha sonra Yunanlılara satacak olan Başpapaz Hrisostomos, her maça gelip, Rum takımlarını takdis ediyor, rahipleriyle beraber tirübünlere ilahiler okuyordu.
İşte böyle bir ortamdı, Türkleri de futbol kulübü kurmaya iten. İki büyük reaksiyon doğdu. Birincisi 1912`de Karşıyaka`da Karşıyaka Spor Kulübü`nün doğuşu, ikinciside Türklük için er meydanına atılmış yüce hareketlerdi.
Kurucumuz Kadızade Zühtü Işıl anlatıyor:
"Kaf Sin Kaf`ın kurulduğu tarih 1912`dir. Evvela o günün Karşıyaka`sını anlatmaya çalışacağım. 1908 Meşrutiyet İnkilabı olduğu zamanda bizim nesil 10-15 yaşında idi. Hürriyet, Adalet, Musavat, Uhuvvet, diye dört inanç doğmuştu... İttihat-ı Terakki Fırkası Hürriyeti ilan ettiği o gün bizler de "Yaşasın Hürriyet" diye bu heyecanlı günleri alkışlamıştık.
Memleket bizimdi, fakat hakim olan Türkten başkalarıydı. Ticareti, sanayi herşeyi Türk`ten başkaları için bir nimetti. Hürriyet ilanı ile "Türküz "diye övünmek ihtiyacını yavaş yavaş duymaya başladık, her sahada duyulan bu ihtiyaçlar bizi sporda örgütlenmeye itti.
İşte bu atmosfer içinde bizler, 10-15 yaşlarında çocuklukla gençlik arasında bocalayan bir nesildik. Spor ruhu o zaman bizlerde tedrici uyanmaya başladı. Ve bu tahayyül ettiğimiz spor, o güne kadar Türk olmayanların sanki inhisarında idi.
İzmir`de Rumların Panyanios, Apollon ve bir çok kulüpleri vardı. Bornava`da da İngilizler`in kendi aralarında bir toplulukları mevcuttu. O tarihte bizde aramızda para toplayarak top aldık. Kısa pantolonlarla o günün sahası olan Osmanpaşa Camii`nin yanındaki ilk mektebin bulunduğu yerin bitişiğindeki arsada oynamaya başladık.
Bu arsa şimdiki, çocuk yuvasının bulunduğu köşkle, bir tarafı Alaybey`de diğer tarafı Karşıyaka`da olan geniş bir bahçe idi, sahibi de Omiros isminde Rus asıllı ve eşi İngiliz olan Karşıyakalı bir kişi idi. Cami ve mektep arasında halen duvarla hudutlu bu bahçenin arasındaki geniş saha bizim futbol sahamız olmuştu."
"Aramızda ilk defa bir topluluk kurmaya 5-6 arkadaş o günlerde bu arsada karar verdik. Ağabeyim Kadızade Raşit, teyzezadem Süreyya İplikçi, ben, Refil Civelek, Osman Nuri, Örnekköylü Hüseyin, bir zeytin ağacının altında hafif yağmurlu bir günde bizde bir kulüp kurmayı tasarlamıştık. İçimizdeki milli heyecan bir yangın gibi ateş almıştı.
Bize, muhitimizden çığ gibi gençlik katıldı. Kendi aramızda bir takım yapmıştık. 2-3 ay sonrada bu topluluğumuzu daha çok canlandırmayı düşündük. Bu bizim için bir özlem olmuştu. İttihat-ı Terakki Cemiyeti`ne müracaat ettik, bizi himayenize alınız bir kulüp teşkil edelim daha verimli çalışmak arzusundayız dedik. Olumlu karşıladılar, size bir oda tahsis edelim burada teşkilatlanın, bu külübü vilayete müracaat ile tescil edebiliriz dediler.
Bu büyük bir ümit olmuştu. Haftanın birkaç gününde akşamları burada toplanıp tasarladıklarımızı büyüklerimize iletiyorduk. Onlardan büyük teşvik görmeye başlamıştık. Bir müddet sonra vilayete müracaatla hukuk müşavirliği kanalı ile kulübümüz "Karşıyaka Mumaresei Bedeniye Kulübü" ismi altında teşekkül etmiş oluyordu. Karşıyaka Spor Külübü, artık doğmuştu.
Tarih, 1 Kasım 1328 yani 1912 idi..."